ABD ve Çin’in ticaret savaşında nadir toprak elementleri rezervleri muharebe alanına dönüştü.
İki ülke de teknoloji sektörü için hayati önem taşıyan ham maddelere yönelirken, yatırımcılar bu pazara girmek için birbirleriyle yarışıyor.
Hal böyle olunca nadir toprak elementlerinin fiyatları uçtu. Bir zamanlar durağan olan bu pazar, şimdi dünyanın odağında.
Beyaz Saray, akıllı telefonlardan elektrikli araçlara ve savaş uçaklarına kadar pek çok teknolojide kullanılan minerallerin Çin dışındaki üretimini hızlandırmak için radikal adımlar atıyor.
MADEN ŞİRKETLERİNİN HİSSELERİ 10 AYDA İKİ KATINA ÇIKTI
ABD ve Avustralya merkezli şirketlerin hisseleri yıl başından bu yana iki katına çıktı. Yönetim, bu yükselişin etkisini artırmak için Kanada merkezli iki madencilik şirketinde pay sahibi olarak finansal desteğini genişletti.
Pekin yönetimi, Çin menşeli nadir toprak içeren mıknatısların ihracatında yabancı şirketlerin özel izin almasını zorunlu kıldı.
Ayrıca beş yeni elementin daha ihracat kontrol listesine ekleneceği duyuruldu. Bunun üzerine ekonomik savaş başladı.
Washington yönetimi, nadir toprak elementleri için stratejik bir maden rezervi oluşturmayı ve fiyat tabanı belirlemeyi planlıyor.
Bu adımlar, Çinli devlet şirketlerinin hâkim olduğu küçük bir piyasada yaşanan sert fiyat dalgalanmalarına karşı koruma sağlamayı amaçlıyor.
Hükümet, yeni madenlerin inşasını hızlandırmak için izin süreçlerini basitleştiriyor ve çevre kurallarını gevşetiyor.
ABD’NİN GELECEĞİ ŞEKİLLENİYOR
Yetkililer bu yaklaşımı Trump’ın sözleriyle isimlendiriyor. “Kaz bebeğim, kaz” ekonomik planı, ABD’nin geleceğini şekillendiriyor.
ABD’nin bu agresif madencilik stratejisi, Çin’in ihracat kontrollerini sıkılaştırmasıyla daha da sert bir ekonomik rekabete dönüştü.
Bu durumdan yararlanan bazı şirketler yeni sermaye topluyor. Standard Lithium geçen hafta 130 milyon dolar, Critical Metals ise Grönland’daki Tanbreez projesi için 50 milyon dolar yatırım aldı.
YATIRIMCILARA UYARI
Analistler bu hızlı yükselişin spekülatif hareketlere açık bir ortam yarattığı konusunda uyarıyor.
İngiltere merkezli Strategic Materials Advisory’nin kurucusu Gareth Hatch, “Bazı küçük madencilik şirketleri durumu kendi lehine kullanıyor, anlamlı olmayan açıklamalarla hisselerini şişiriyor.
Henüz bir balondan söz etmek erken ama yatırımcıların dikkatli olması gerekiyor” dedi.
Kuzey Amerika merkezli Defense Metals’in yönetim kurulu başkanı Guy de Selliers ise hükümetin fiyat garantisi sağlamasının riskli bir sübvansiyon olacağını, bunun yerine devletin stok alımlarıyla fiyat tabanı oluşturmasının daha doğru olduğunu söyledi.
MADEN ŞİRKETLERİ KARINA KAR KATTI
Trump yönetimi, savunma ve teknoloji sektörlerinin ihtiyacını güvence altına almak için bir milyar dolarlık kritik mineral alımı planlıyor.
Hükümet, temmuz ayında ABD’nin en büyük nadir toprak üreticisi MP Materials’ın yüzde 15 hissesini 400 milyon dolara satın aldı.
Ayrıca Kanada merkezli Lithium Americas’ta yüzde 5, Trilogy Metals’te ise yüzde 10 hisse alarak bu şirketlerin değerini birkaç saat içinde katladı.
Uzmanlar, Çin’in ihracat kısıtlamalarının ardından bu firmaların açığı kapatmada önemli rol oynayacağını, ancak birçok küçük şirketin bu ilgiyi abartarak piyasa beklentilerini şişirdiğini belirtiyor.