Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları gereği derhal serbest bırakılmaması halinde Ankara’ya hedefe odaklı yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
AKPM tarafından Strasbourg’da tartışılan ve kabul edilen “Osman Kavala’nın Derhal Serbest Bırakılması için Çağrı” başlıklı karar 18’e karşı 44 oyla kabul edildi.
Türkiye’ye AİHM hükümlerine uymakla yükümlü olduğunun hatırlatıldığı kararda, “Kavala’nın derhal serbest bırakılması ve hukuk devleti, insan haklarının korunması ve AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin hukuksal çerçeve ve koşulların iyileştirilmesi” talep edildi.
Kararda, Avrupa Konseyi’ne üye ve gözlemci devletler ve Avrupa Birliği’nden (AB), “Kavala’nın serbest bırakılması için Ankara ile en üst düzeyde diyaloğa geçmeleri ve Türkiye’de insan hakları ve hukuk devletinin korunmasının iyileştirilmesine katkı sağlayıcı önlemler almaları” istendi.
KAVALA İÇİN MAGNİTSKY YAPTIRIMI ÇAĞRISI
AKPM üye ve gözlemci devletlere, “Osman Kavala ve Türkiye’deki diğer politik tutukluların keyfi ve illegal biçimde özgürlüklerinden mahrum edilmesine katkıda bulunmuş polis memuru, savcı, yargıç ve diğer devlet memurlarını hedef alan yaptırımlar uygulanması” çağrısında da bulundu. AKPM bu bağlamda üye ve gözlemci devletlerin “Magnitsky mevzuatlarını” ya da benzer hukuksal mekanizmaları kullanmalarını istiyor.
İlk olarak ABD’de kullanılan Magnitsky yaptırımları insan hakkı ihlallerine karışan bireyleri hedef alıyor. ABD’de 2012 yılında yürürlüğe giren ve vize yasağı ve mal varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar öngören yasanın bir benzeri 7 Aralık 2020 tarihinde AB tarafından hazırlandı.
Ancak AKPM, Magnitsky yaptırımı çağrısında bulunsa da kararı uygulama yetkisi üye ve gözlemci ülkelere ait. Üye ve gözlemci devletlerin bu çağrıya olumlu karşılık vermeleri şimdilik beklenmiyor.
Kararda, Osman Kavala’nın 1 Ocak 2024 tarihine kadar serbest bırakılmaması halinde AKPM’deki Türk heyetinin yetki belgelerinin yenilenmeyebileceği tehdidi de yer alıyor. Böyle bir olasılıkta 9 AK Parti, 4 CHP, 2 MHP, 2 HDP ve 1 İYİ Partili vekilden oluşan Türk heyetine Avrupa Konseyi’nin en önemli organlarından biri olan AKPM’nin kapıları kapanmış olacak. Türkiye benzer bir senaryoyu en son 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında, Mayıs 1981-Ocak 1984 döneminde yaşamıştı.